- Ey Ali! radıyallahu anh Güneşte çok uzun oturma, çünkü o gerçekten insanın içinde gömülü gizli olup henüz açığa çıkmamış olan derdi harekete geçirir, elbiseleri eskitir ve insanın da giysilerinin rengini değiştirir. (fütuhatül mekkiyye, 8/323 el-Hakim, el-Müstedrek rakam: 8264, 4/456 Ali el- Müttakı, Kenzül ummal, rakam: 25753, 9/223)
- ‘’ Ey Ali! Radıyallahu anh zeytinyağı ye ve zeytinyağı ile yağlan. Çünkü gerçekten her kim zeytinyağı yer ve zeytinyağı ile yağlanırsa, kırk sabah kendisine şeytan yaklaşamaz.’’ ( fütuhatul mekkiyye 8/ 323 Tirmizi, Sünen, el-Et’ıme:43, rakam:1851, 4/285 )
- Bir kere Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem bana: ‘ Ey Ali! Ölüleri yıka, çünkü şüphesiz her kim ölen birini yıkarsa, onun için yetmiş mağfiretle ( yetmiş günahı ) bağışlanır ki o mağfiretlerden biri dahi tüm mahlukata taksim edilecek olsa elbette o mağfiret hepsinin günahlarını kuşatır.’ buyurdu. Bunun üzerine ben: ‘ Ya Rasulellah! Ölü yıkayan kimse ne demeli?’ diye sorduğumda Rasulüllah sallallahu aleyhi ve selllem: ‘ Yıkamayı bitirene kadar: ‘ Ey Rahman! Mağfiretini ( bu ölüyü de beni de bağışlamanı, bizi rezil etmemeni ve hatalarımızı örtmeni isterim).’der.’ buyurdu.’’ ( fütuhatul mekkiyye: 8/323 el- hakim, el Müstedrek, rakam:1395, 1/ 533 Müslim es-Sahih, rakam:963, 2/622)
- Ey Ali! ( radıyallahu anh ) güzel ahlaklı olmaya gayret et. Şüphesiz sen fazla nafile ibadet yapamasan bile bununla insanlara iyi davranman sayesinde saim ( gündüz nafile oruç tutan ) ve kaim ( geceleyin ibadet eden ) derecesine ulaşırsın. ( fütuhatül mekkiye 8/ 324 ahmed ibnü Hanbel, el Müsned rakam: 25013, 41/470)
- Ey Ali! ( radıyallahu anh ) yalandan sakın, çünkü yalan insanın yüzünü karartır. Bir adam yalan söyleye söyleye Allah katında artık yalancı biri olarak adlandırılır. Bir adam da doğru konuşmaya devam eder de nihayet Allah katında sadık ( doğru dürüst ) bir kişi olarak isimlendirilir. Şu muhakkak ki yalan, imandan uzak durur.(yalanla iman bir arada bulunmaz )
- Bir kere Rasulüllah sallallahu aleyhi ve sellem:’’ Ey Ali! Sana insanların en şerlisini haber vereyim mi?’’ buyurunca ben: ‘’ Tabi ki haber ver ya Rasulallah!’’ dedim. Bunun üzerine: ‘’ Kimseye yedirmeyen tek başına yiyen, yardımını meneden( insanlardan iyiliğini geri tutan ve kölesini dövendir. Sana bunların hepsinden daha da şerli olanı haber vereyim mi? Buyurunca bende yine: Evet haber ver ya Rasulallah! dediğimde : Hayrı hiçbir iyiliği umulmayan ve şerrinden emin olunmayan güven vermeyen kimsedir.’’ ( fütuhatul mekkiye 8!326 Süyuti, Camiul-ehadis, rakam: 4588, 6/8 ; İbnü Asakir, Tarihu Medineti dımeşk 51/ 133)