Error: Your upload path is not valid or does not exist: /home/gencyese/public_html/wp-content/uploads İslam Fıkhına Göre Hisse Senedinin Dini Hükmü Nedir?
Ev / Blog / İslam Fıkhına Göre Hisse Senedinin Dini Hükmü Nedir?

İslam Fıkhına Göre Hisse Senedinin Dini Hükmü Nedir?

Hisse Senedinin Dini Hükmü

Hisse senetlerinin borsada alım satım konusu hakkında, İslam fıkıh akademisi 1992 yılında Cidde’deki toplantısında şu kararı almıştır.; hisse senetleri kar ve zarara iştirak etmesi sebebiyle genel kural olarak helaldir. Fakat bu işlem dini hükmü, bunu çıkaran şirketin ticari işleminin ve amaçlarının meşru oluşuyla yakından alakalıdır. Şirketin faiz, içki imali ve ticareti, karaborsacılık,hile,yalan ve aldatma gibi dinen haram vasıtalarla kazanç sağlaması halinde bu şirketin hisse senetlerini alıp satarak bundan gelir elde etmenin harama ortak olma manası taşıyacağı için caiz olmayacağı kesindir.

Hissesi satışa arz olan şirketin esas faaliyet alanı haram işlemler yapmak, dinen yasak hizmet ve mal üretmek olmamakla beraber, bazı haram işlemlere maruz kalması sebebiyle şirketin karına haram kazanç karışmış olması halinde ise, sahiplerinin tahmini olarak bu miktarı hesaplayıp hayır ve hasenat niyeti olmaksızın, toplum hakkı olduğu inancı ile o meblağı hayır yolunda harcaması gerektiği hususu da geride bahsi geçen komisyon tarafından dile getirilmiştir. Muasır ilim adamlarından bazıları, hisse senedinin alım satımını iki farklı yönden değerlendirmişlerdir.

  1. İmal edilmesi ve ticaretinin yapılması caiz olan herhangi bir işle meşgul olan şirketin hisse senedini alarak ona ortak olmak. Bu tasarrufta dinen bir sakınca yoktur. Bu hisse senedini alan kişi, şirketin mal varlığına hissesi nispetince ortak olur,kar ve zararına katılır. Dilediği zaman da hissesini bir başkasına satabilir.
  2. Temsil ettiği hakiki değerden bağımsız değer kazanması mülahazası ile bu tür senedi, eldeki parayı değerlendirmek, değerini korumak ve iniş çıkışları takip ederek para kazanmak maksadıyla alıp satmak ki borsadaki alışverişler daha çok bu ikinci maksada yöneliktir.

Bu ayrımı yapan İslam Hukukçuları devamla:” Bu manada borsaya yatırım yapmak tamamen değilse de kısmen kumara benziyor ve kağıtların gerçek değerinin üstünde veya altında, pahalanıp ucuzlamasına sebep oluyor.” diyerek borsa oynamayı makbul bir ticaret görmemişlerdir. Hisse senedi fiyatlarının suni dalgalanışına baktığımızda yukarıdaki görüşün doğruluğuna hak vermemek elde değildir. Şirket sahipleri bir sene hisse senedi fiyatlarının artmasına sebep olurken ikinci sene şirketi kötü durumda göstererek hisse senedi fiyatlarını düşürebilirler.

Netice olarak, borsada hisse senedinin alım satımının caiz olup olmadığı aşağıdaki maddeler doğrultusunda değerlendirilir:

  1. Doğrudan faiz muameleleri yapan müesseselerin hisse senetlerini almak, bu müesseseye ortak olunacağından haramdır.
  2. İslam’a göre şarap, bira gibi alınıp satılması helal sayılmayan şeylerin üretimi veya alım satımıyla iştigal eden firmaların hisse senedini almak da haramdır.
  3. Alıp satmış olduğu veya ürettiği mal her ne kadar helal olan mallardan olsa da malları faizli muamelelerle satan ve faiz nedeniyle elde ettiği karı diğer helal mal ile karıştırması sebebiyle haram olan kazanç, toplum kazancın yarısından fazlasını oluşturursa bu tür şirketlerden hisse senedi alınması yani ortak olunması da haramdır.
  4. Bir firma helal üretim ve helal alım satım yapmasıyla beraber başka haram işlemlerle de uğraşıyorsa, bu firmaya ortak olmak: ” Bağışlama ve göz yumma gibi birtakım iyilikleri yapma ve haramlardan sakınma vasfı olan takva üzere yardımlaşın. Zulüm yapmak gibi günah yolunda ve intikamda haddi aşmak üzere yardımlaşmayın. Koyduğu sınırları aşma hususunda Allah’tan hakkıyla sakının. Şüphesiz ki Allah, emrine isyan edenlere karşı azab ve intikamı çok şiddetli olan bir Zat’tır” (maide süresi 2’den) ayeti kerimesine zıt düşerek sahiplerine haramda bir nevi yardım etmek olduğundan doğru değildir.
  5. Müslümanları idaresine hakim olduğu, haram muamelelerle iştigal etmeyen, daha şeffaf olarak satışa arz ettiği senedin hissesini açıkça bildiren senetleri isme muharrer yani hâmiline değil nâma dediğimiz hisse sahibinin ismine yazılmış olan ve ortaklıktan vazgeçmek isteyenlere bu imkanı sağlayan şirketlerin hisse senetlerini almakta herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.

Sonuç Olarak:

Hisse senetlerinin alınıp satılması fikri çerçevede caiz görünmekle beraber belli grupların baskılarıyla kolayca yön değiştirebildiği, suni müdahaleler ve suni fiyat oluşumları bazı yatırımcıları mağdur ederken, bazılarının da haksız kazanç elde ettiği günümüz toplumunda borsanın bir tür kumar görünümü aldığı bir gerçektir. 

Aynı zamanda hisse senetlerinin mahalli olan anonim şirketlerin bugünkü yapısını da göz önünde bulunduracak olursak borsayı caiz görmek, en azından bu günümüz açısından mümkün değildir.

Allah-u Te’ala cümlemizi haramlardan ve şüpheli şeylerden muhafaza buyursun. Amin!

NOT:”Hisse Senedinin Dini Hükmünü Daha İyi Anlamak İçin Buranın Okunmasında Fayda Var”

Öncelikle satışa arz edilen hisse senetleri, genelde Anonim şirketlere ait olduğu için bu tür şirketlerin mahiyetini ve İslam hukuku açısından nasıl değerlendirildiğini bilmemiz gerekir. Mevcut kanunlara göre şirketler, iki kısma ayrılır: Mal şirketleri ve şahıs şirketleri.

Mal şirketi sadece sermayeye dayanıp, ortakların kendisinde rolü olmayan şirkettir ki bu şirket AŞ yani Anonim Şirketi’dir.  Anonim şirketi bir unvan ile esas sermayesi muayyen (belli) paylara bölünmüş ve borçlarından dolayı yalnız mevcut mala göre sorumlu tutulan bir şirkettir. Ortakların mesuliyeti ise taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile sınırlıdır. Dolayısıyla şirket yürürlükten kalkmış olsa dahi şirket borcundan dolayı ortakların şahsen dava edilmelerine kanunen imkan yoktur.

Böyle bir şirketin kurulabilmesi için şirkette pay sahibi olacak en az beş kurucunun bulunması şarttır. Fıkıhçılar bu tür şirketler hakkında:” Şahıs şirketi olmadığı ve iflas halinde ortaklar, şirket borcundan sorumlu sayılmadıkları için İslam’a uygun bir şirket değildir” demişlerdir. Ancak şirketin tüzüğünde:” Şirketin iflası veya infisahı halinde ortaklar hisseleri nispetince şirket borcundan sorumludur” şeklinde ufak bir değişiklik yapılır ve bu tüzük resmi makamlarca tanınarak bağlayıcı bir hal alırsa o zaman bu şirket İslam’ın kabul edeceği şekle dönüşebilir.

İslam Hukukuna Göre Kredi Kartları-Kullanımı

hakkında Emrah SARGIN

Emrah SARGIN

Ayrıca kontrol et

GENÇLERİN OKUMASI GEREKEN KİTAPLAR

GENÇLERİN OKUMASI GEREKEN KİTAPLAR-2

TAŞLARI KONUŞTURAN ADAM: MÜRSEL GÜNDOĞDU -Aşkını taşlara kazıyan ve inancının temel esaslarını ölümsüz eserlerine nakşetmeyi …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir